Corona Virüsü
Bazı sosyal medya platformlarında ve medya organlarında Korona Virüsü (COVID-19) ile ilgili olarak bulaşmanın kedi köpeklerden olabileceği şeklinde yapılan paylaşımlara ilişkin olarak aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur;
Yazının tamamını değil de ilk satırları okuyacaklar için yazının sonunda paylaşacağım bilgiyi ne olur ne olmaz diye hemen yazıyorum. “Geçen hafta içinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan bir deklerasyona göre kedi ve köpekler dahil evcil hayvanların Covid-19 enfeksiyonunun kaynağı olabileceğine dair bugüne kadar herhangi bir kanıt olmadığı açıklandı.” Kısaca, bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalara göre tüm hayvanseverler, hiçbir endişeye kapılmadan, en az evlatları kadar sevdikleri kedi köpekleri ile evlerinde mutlu mesut yaşamaya devam edebilirler.
Şimdi uzun uzadıya Dünya Sağlık Örgütü’nün ne kadar saygın, güvenilir, konularında otorite, gerçek bilim insanlarından oluşan, dev bir kurum olduğunu anlatmak istemiyorum ama bu örgüt, son günlerde medyada onlarcasına tanık olduğumuz, uzmanı olsun olmasın her kafadan ayrı bir görüşün beyan edildiği programlara benzemez. DSÖ bir konu hakkında açıklama yapıyorlarsa binlerce veriyi tarar, en küçük olasılıkları bile dikkate alır, öyle açıklama yapar. Maalesef, gerek ülkemizde gerekse dünyada, hayvanları seven kadar sevmeyen insanlar da var. Dünyayı bilemem ama ülkemizde hayvan sevmeyenlerin oranının daha fazla olduğunu tahmin etmek güç olmasa gerek. İşte bu insanlar, içlerindeki nefreti kusmak, hayvanları kötülemek için her olayı fırsat biliyorlar. Korona Virüsü de bunlardan biri oldu. Evet zoonoz olarak tanımladığımız yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar yüzyıllardır var. Ancak tıp ve bilim alanındaki gelişmeler sonucunda bu hastalıkların neredeyse tamamına karşı koruyucu ve tedavi edici yöntemler geliştirilmiştir. Şu da bilinmelidir ki çoğunlukla insanları yine insanlar hasta etmektedir. Burada insanlar hastalıkları birbirlerine bulaştırdıkları gibi yine kendilerinin kötü alışkanlıkları ile (sigara, alkol, obezite vb.) hasta olmaktadırlar.
Evcil dostlarımızın bizi hasta etmedikleri gibi birçok hastalığa yakalanma olasılığımızı azalttığı, yüzlerce bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Son yıllarda Kuş Gribi, Domuz Gribi, Deli Dana gibi hastalıkların ortaya çıkışında evcil hayvanların rolü olduğu bilinse de bu hayvanlar çiftlik hayvanıdır ve etleri insanlar tarafından tüketildiği için bulaşma olmaktadır. Hayvan refahının hiçe sayıldığı, daha çok kar etmenin tek amaç olduğu endüstriyel üretim koşulları bu hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Çiftlik hayvanların biyolojik sınırlarını zorlayan bu endüstriyel üretim koşulları değişmedikçe gelecekte daha birçok yeni hastalık, sağlığımızı tehdit edecektir. Çin gibi yemek kaynağında sınır tanımayan ülkelerin bu tür viral hastalıkların kaynağı olmasına da şaşırmamak gerekir. Korona Virüsünün (COVID-19) ortaya çıkışının, insanlarca yenen yarasa ve yılanlar olduğu düşünülmektedir. Çin’de kedi ve köpek dahil bir çok evcil ve vahşi canlı türünü geleneksel olarak yüzyıllarca yenilmesi akıllara neden şimdi hastalıklar çıktı sorusunu getiriyor. Burada hastalıkların asıl kaynağının Çin’de son yıllarda sayıları hızla artan ve günümüzde 15 bine yaklaşan hayvan pazarları olduğu düşünülüyor. Korkunç şartlarda evcil, vahşi binlerce hayvanın bir arada bulundukları ve hiçbir denetime tabii olmayan bu pazarlar sadece Çin için değil tüm Dünya’nın sağlığı için mutlaka kapatılmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur…
Dr. Tarkan Özçetin
Veteriner Hekim