Kedilerde Dış Parazit




Kedilerde Dış Parazit

6 haftalıktan itibaren her Minnak kediye, dış parazitlere karşı ilaç uygulanması gerekir. Uygulanan anti paraziter ilaçlar, Pire, Uyuz ve Kenelere karşı etkilidir. Hastanemizde Minnaklara yapılan ilk doz uygulamayı takiben (riskli ve şüpheli durumlarda tekrar sayısı 2 olabilir) 3 ayda 1 kez tekrarını önermekteyiz. Ayrıca tüm yaş guruplarından kedilere de her 3 ayda 1 kez, ömür boyu tekrarlanmasını önemle tavsiye etmekteyiz. Dış parazit etkenlerinin yoğun olduğu riskli bölgelerde sokağa veya doğaya çıkan kediler için ise uygulama sıklığı 1 aya kadar düşebilmektedir. Önerdiğimiz dış parazitlere karşı uygulama programının, düzenli yapılması sayesinde, aşağıda kısaca anlattığımız, bazıları insanlara da geçebilen dış parazitlerin neden olduğu hastalıklara karşı hem siz hem de kediniz için etkin bir korunma sağlanır.

Kedi Piresi (Ctenocephalides felis) : Erişkinleri kan ile beslenen, kanatsız ve uçamamasına rağmen olağan üstü zıplama yeteneğine sahip, 6 ayaklı, gözle görülebilen (2-8 mm arası), koyu sarıdan kırmızı, kahverengi ve siyaha kadar renklerde olabilen, eklem bacaklılar (Arthropoda) sınıfının üyesi dış parazittir. Doğada 2000 e yakın farklı çeşidi olan pireler içinde Kedi Piresi her zaman kedileri tercih etse de bu durum insan ve diğer memelilere geçmeyeceği anlamına gelmez.Kış dahil her mevsim üreyebilen pireler yazın bu yeteneklerini daha aktif kullanırlar. Uygun koşullarda günde 50-60 arası yumurta bırakabilirler. Yumurtadan ergin hale 15 gün içinde geçebilen pirelerin ömürleri 2 yılı bulabilmektedir. Dış ortamda koza içinde yaşamını devam ettiren pireler, hayatını devam ettirebileceği ve beslenebileceği bir konakçının varlığını hissettiğinde (ki bu titreşim, nem, ses ve karbondioksit seviyesindeki artış olabilir) saniyeler içinde aktif hale geçebilir ve 40 cm yi bulan zıplama kabiliyeti ve ayaklarındaki tırtıllı yapı sayesinde hedef canlıya tutunur. Halihazırda gerek iklim gerekse kontrollü bir pire mücadelesinin yapılmadığı ülkemiz şartlarında oldukça yaygın olan pireler, yukarıda anlattığımız doğal yetenekleri sayesinde çok uzak mesafeler kat edebildiği gibi hiç evden çıkmayan, pire bulaşma ihtimalinin olamayacağını düşündüğünüz, yüksek katlı binalarda yaşayan “Plaza Kedileri” nin bile pirelenmesine neden olabilir (tecrübe ile sabit).

Kedilerin kanları ile beslenen pireler yetişkin kedilerde kansızlığa neden olurken minnaklarda zayıflık ve anemi sonucunda ölüme neden olabilir. Ancak pirelerin kedilere verdiği zarar sadece kan emmekle kalmaz. Daha önce iç parazit başlığında detaylı anlattığımız Dipilidyum caninum isimli etkenin bulaşmasında da pireler baş role sahiptir. Bir diğer hastalık “Pire Alerjisi Dermatit”. Pirelenmiş kedilerde kaşıntı ile kendini gösteren bu hastalık, pire tükürüğüne duyarlı kedilerde çok daha ağır ve şiddetli belirtilerle seyreder. Baş ve kuyruk sokumu bölgesinde yoğunlaşan lezyonlar, şiddetli kışıma ve ikincil bakterilerin işe karışması ile kısa sürede ağır bir dermatit tablosuna neden olur. Bartonella henselae isimli bakterinin neden olduğu “Kedi Tırmığı Hastalığı” pirelerden kedilere, kedilerden de insanlara geçebilen zoonoz bir hastalıktır. Etken kedi pirelerinin bağırsaklarında yaşama imkanı bulmakta ve pire dışkıları kedileri enfekte etmektedir. Kedilerin kendilerini kaşımaları sonrasında tırnaklara, yalamaları sonrasında da ağız ve dişlere yerleşen etken, kedinin ısırma ve tırmalaması sonucu insanlara geçebilmektedir. Bazı kaynaklara göre ısırma tırmalama olmadan da hastalık insanlara bulaşabilmektedir. Hastalık kedilerde çoğu kez belirti göstermeden seyrederken bağışıklık sistemi zayıf kedilerde ateş, halsizlik, ağız ve diş eti yangısı ve lenf bezlerinde büyüme görülebilmektedir. Aynı kedilerde olduğu gibi insanlarda da immun sistemi zayıfolan bireyler hastalığa daha yatkındırlar. Isırılan veya tırmalanan bölgede hafif bir şişme ile başlaya hastalık, bir süre sonra lezyonun en yakınındaki lenf bezinin büyümesi ile kendini gösterir. Ateş, halsizlik, ağrı belirtilerinin görüldüğü hastalarda lenf bezleri 3-4 ay büyümeye devam eder ve sonuçta karaciğer, dalak gibi organlarda komplikasyonlar şekillenebilir.

Dr.Tarkan Özçetin